Her noktası bizi yeni şeyler bulmaya davet eden evrende keşfedebileceklerimizin bir sınırı var mı?
“Bir insanın keşfedebileceklerinin ve bulabileceklerinin bir sınırı var mı?” en az bir kez aklımızdan geçmiştir. Bu soru, insanlık tarihinin en derin sorularından biridir. Peki biz insanların keşfedebileceklerinin gerçekten bir sınırı var mı?
Kaynak:https://www.youtube.com/watch?v=uzkD5…
Biz insanlar her zaman daha fazlasını isteme eğiliminde olan varlıklarız. Peki hayatta asla ulaşamayacağımız bir çizgi var mı?
Cevap Evet. İnsanlar birçok şeyi başarma kapasitesine sahip olsa da, yapabileceklerimizin ve ilerleyebileceğimiz yerlerin bir sonu vardır.
Biz insanlar gece gökyüzüne baktığımızda onun sonsuza kadar orada olacağını düşünebiliriz. Yıldızlar döngüsel bir biçimde doğuyor ve ölüyor gibi görünüyor. Ancak durum böyle değil.
Cevap 3! Yılda yaklaşık üç yeni yıldız doğuyor.
Ama bundan çok daha fazlası var ve dünya bizden uzaklaşıyor gibi görünüyor.
Açık olan tek gerçek, biz insanların görebildiklerinin ve ulaşabildiklerinin bir sınırı olduğudur.
Peki neden bu gezegenlere hiç ulaşamıyoruz?
Ortalama olarak, Büyük Patlama’dan yaklaşık 136 saniye sonra, dünya küçücük bir güç balonuydu.
Kozmik şişme adı verilen bir süreçte, gözlemleyebildiğimiz evren bir misket boyutundan saniyenin trilyonda biri başına trilyonlarca kilometre hızla genişledi.
Bu karanlık ceplerde yerçekimi galip geldi ve zamanla bildiğimiz ve bilmediğimiz galaksiler halinde kümelendiler.
Ancak bu yapılar ve galaksiler bize kütleçekimsel olarak bağlı değiller.
Daha da ilginci, bugün görebildiğimiz galaksilerin çoktan ortadan kaybolmuş olmaları.