Haber

Marmara depremini yaşayan itfaiyeci: 6 Şubat’ta babamı kurtarıyormuş gibi bölgeye gittim

17 Ağustos 1999’da KOCAELİ’de meydana gelen deprem felaketinde babasıyla birlikte ailesinden 7 kişiyi kaybeden itfaiyeci Ammar Dokumaz, Kahramanmaraş’tan sonra yardıma gittiği şehirlerde onlarca kişiyi kurtaran ekibin parçası oldu. 6 Şubat merkezli deprem. Yaşadıklarını anlatan Dokumaz, “Depreme giderken babamı kurtarır gibi gittim. O zamanlar çocuktum.

Binlerce kişinin hayatını kaybettiği 17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi’nin 24. yıl dönümünde Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı İzmit Grup 2. Vardiya Amir Yardımcısı Ammar Dokumaz (38), Kocaeli İtfaiyesi’nin hem eylemleri hem de eylemleri hakkında açıklama yaptı. o günlerde ve 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinde. çalışmayı anlattı. 15 yıldır itfaiyede çalışan Dokumaz, 1999 depreminde ailesinden 7 kişiyi kaybettiğini ve bu nedenle itfaiyeci olmaya karar verdiğini söyledi.

‘OTOBÜS DAHA ÖNCE GELSE MUHTEŞEM YIKAMA ALTINDA OLURUM’

Marmara depreminde yaşadıklarını anlatan Dokumaz, “13 yaşındaydım. Yeniköy’ün Makine Kimya Mahallesi’nde oturuyorduk. Binamız çöktü. Site tamamen çöktü. Ben de Makine Kimya’ya gittim, babam, amcam, teyzem ve babamın teyzeleri teyzelerin çocukları ve kayınbiraderler toplam 7 senede bir insanımızı kaybettik o gün köydeydim annem ben kardeşim kullarda kalıyorduk. depremin olduğu gece eve normal gidecektim.otobüs bekliyordum.hizmetçi otobüsü erken geldi.o gece anneme gittim izmit’teydim.saat 2 gibi evdeydim.sonra” saat 03.05’te bir sarsıntı oldu. Depremde henüz uyumamıştım. Hepsini doğrudan yaşadım” dedi.

‘İLK GÖRDÜĞÜMÜZ KİŞİLERİ SERBEST BIRAKMAYA BAŞLADIK’

6 Şubat depremlerinin olduğu günü anlatan Dokumaz, “Depremden 5-10 dakika sonra bilgi geldi. Hemen itfaiyeye koştuk. Çok kısa sürede çıktık. Yolda belli yerlerde rotamız değişti. asıl yola Şanlıurfa’ya doğru yola çıktık.Sonra depremin şiddetine göre Maraş’a odaklandık.Sonra bir kısmımız Adıyaman’a gittik.3 günlük çalışmanın ardından üçüncü gün tekrar Antakya’da döndük.Antakya’da çalıştık. 3 gün Adıyaman Besni’de çalıştık, kalan günlerde 13 güne kadar Antakya’daydık. “Kara yoluyla gittik. Bölgeye vardığımızda gün henüz aydınlanmamıştı. İlk gördüğümüz kişileri direkt olarak uzaklaştırmaya başladık” dedi.

‘KOCAELİ İTFAİYE EKİBİ OLARAK 90 KİŞİYİ KURTARDIK’

İki büyük depremi karşılaştıran Dokumaz, “Depremi burada canlı yaşadım. Babamın enkazdan çıkarma çabalarını gördüm. O dönemdeki ekipman eksikliği, iş makinelerinin yetersizliği, depremin büyüklüğü. müdahaleyi berbat etti o zaman eksiklikleri gördüm tabi babamı kurtarıyormuş gibi gittim yani o zamanlar çocuktum şimdi 38 yaşındayım o yüzden biraz rahatladım Nitekim Kocaeli İtfaiyesi olarak 90 küsur kişiyi kurtardık” dedi.

‘KURTARILMASI EN ZOR 6 ŞUBAT DEPREMİ OLDU’

1999 depreminin itfaiyeci olmasında etkisi olduğunu ifade eden Ammar Dokumaz, “Depremde 13 yaşındaydım. O dönemin kurallarına göre bir şeyler yapamamak beni çok etkiledi tabi. ‘Bir şeyler yapmalıyım’ ama büyüdüm ama 20’li yaşlarımda itfaiyecilik işi olduğunu duydum KPSS puanım vardı bende başvurdum itfaiyeye götürüldüm hep. Ben alındıktan sonra beyin sarsıntısı olursa büyük bir operasyonda elimden gelenin en iyisini yapabileceğimi hayal ettim ya da büyük bir yangında, büyük bir operasyonda.O dönemlerde çok yangına gittik, çok sele gittik, Beyin sarsıntısına gittim, “Burası bir sanayi bölgesi. Son 15 yıldır bu işi yapıyorum. Sarsıntılı bölgeye gittiğimde 6 Şubat depremiydi, bu zamana kadar yapılan operasyonlarda kurtarılması en zor olandı” dedi.

‘Yaptığımın ne kadar salak olduğunu bir kez daha anladım’

Adıyaman’da 6 Şubat depremlerinde baba ve oğlunu enkazdan çıkaran Dokumaz, o anları da anlattı. Dokumaz, “İlk çıkardığım kişiler Besni’de Ahmet ve Yusuf isimli baba ve oğullardı. Enkaz altında çok sağlam durumdaydılar. Çatı ve üstteki 3 kat çökmek üzereydi. Çökmüştü ama oradaydı. kot farkıydı üzerimize yıkılmak üzereydi yer çok olduğu için zor oldu kova aldık kovanın tersiyle ayak tuttuk aslında pek kullanışlı olmadı ama o kaidelerin üzerinde yapmak zorundaydık. Ben gereğini yaptım. Altına girdim kabzalı çalışmaya başladım. Artçı sarsıntılar oldu. Sürekli konuşuyorduk. Sütunu kırdıktan sonra altın oldu. ” baba oğul çıktı. Geçen ay beni aradılar, ulaşıp numaramı buldular. Çok onur duydum, çok mutlu oldum çünkü onların hayatlarına dokunabildim, çünkü bir şeyler yapabildim. Geri gelmelerine çok sevindim. Yaptığımın ne kadar kutsal olduğunu bir kez daha anladım” dedi.

hazrohaber.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu